“Seni Yeneceğim İstanbul”

Repliğinin Merkezi: Haydarpaşa!

İstanbul’un değerli simgelerinden biri olan Haydarpaşa Garı, özellikle Yeşilçam’ın vazgeçilmez ve sembol mekânlarından biri olarak hafızalarımıza kazınsa da mimari açısında da tartışmasız bir öneme sahiptir.

Haydarpaşa Garı’nın mimari tasarımı Orta Avrupa Barok Mimarisi, Alman Rönesans’ı ve Neoklasik mimari esintilidir. İki Alman Mimar Otto Ritter ve Helmuth Cuno tarafından hayata geçirilen bu görkemli yapının inşaatı yaklaşık olarak 500 İtalyan taş ustasının eş zamanlı emeğiyle iki yıllık çalışma sonucu 1908 yılında tamamlanmıştır.

Her biri 21 metre uzunluğunda olan 100 ahşap kazık üzerine inşa edilen garın temelinde Hereke’den getirilen pembe granitler kullanılırken, dış yüzeyinde Lefke-Osmaneli’den getirilen açık nefti renkli taşlar kullanılmıştır.

Kuşbakışı bakıldığında; bir bacağının uzun, diğer bacağının kısa bir "U" harfi şeklinde olduğu görülen tarihî garın bir diğer mimari özelliği ise klasik Alman mimarisinde sıkça kullanılan bir tarz olan "dik çatı" şeklinde yapılmış ahşap çatısıdır.

İlk olarak 2525 metrekarelik bir alana kurulan Haydarpaşa Tren Garı, kapandığı zaman toplam 3836 metrekarelik bir alana yayılmış; yedi yol ve dört peronla yıllarca hizmet vermiştir.